Tirilye, yemyeşil bir  vadi içerisinde, masmavi Marmara Denizi kıyısında, tarihi milattan önceye uzanan, tarihi Rum evleriyle, Türkiye’nin en ünlü zeytinlerini yetiştiren, balık restoranlarında taze deniz ürünleri sunan, canlı, yaşayan, sevimli bir balıkçı  beldesi. 

Tirilye Marmara Denizi kıyısında, Mudanya’ya bağlı ve ilçeye sadece 12 km uzaklıkta, Mudanya’dan her yarım saatte kalkan dolmuşlarla da ulaşmak mümkün Tarihi M.Ö 5. yy dayanan Tirilye’nin ismine ilişkin iki öykü bulunmaktadır. Birisi İznik Konsülüne katılan üç din adamı piskoposlar tarafından aforoz edilmiş ve buraya yerleşmişler. Üçlü din adamlarına atfen Tirilye adını aldığı söylencesidir. Diğeri ise bölgede  barbun balığı bol bulunduğundan, latince kırmızı balık anlamına gelen Tirilye kelimesinden ismini aldığıdır. Bölge zeytin üretimi ve işlemeciliği ile ünlü olduğu için  adı 1963 yılında Zeytinbağı olarak değiştirilmiş, ancak 2011 yılında eski adına dönmüştür. 

Tirilye bir Rum köyü iken Kurtuluş Savaşı sonrası yapılan mübadele ile Rumlar buradan ayrılmışlar. Köyden göç edenler Yunanistan’da kendilerine aynı isim ile yeni Tirilye kurmuşlar.

Tirilye hakkında kısa bilgi verdikten sonra sıra gezimize geldi. İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği ile beldeyi görmek ve fotoğraf çekmek için burada bir gün geçirdik. Belde küçük ancak tüm gününüzü dolu dolu geçirebiliyorsunuz. Taze balık ve deniz ürünleri yenip, tarihi evler kiliseleri ziyaret edip, güzel sokaklarda dolaşıp, akşam üzeri Çamlı Kahve’de çayınızı kahvenizi keyifle içebilirsiniz. Bu arada sokaklarda dolaşırken birbirleri ile sohbet eden köylü kadınlara sohbet etmek için de zaman ayırabilirsiniz. Gülen yüzleri ile sizi sohbete davet edebilirler. Tirilye’ye ulaşınca ilk olarak balıklarının ününü duyduğumuz için  güzel bir balık lokantasında taze balık ve kalamar yemeği tercih ettik. Deniz kenarında çok sayıda balık lokantası var. Lokantalar temiz, balıklar taze ve servis hızlı.

Pazar günü Tirilye halkı ailecek deniz kenarında dolaşıyorlar. Çocuklar neşe ile uçurtma uçuruyorlar. Tabi sokaklarda çok sayıda ziyaretçi var.
Deniz kenarından yukarıya doğru yürüyerek gezimize başladık. Önce çok sevimli bir hediyelik eşya dükkanında oyalanıp ufak tefek hediyeliklerden aldık. Biraz yürüyünce bizi tarihi Rum evleri karşıladı. 
İki katlı, üç katlı evlerin bazıları restore edilmiş.
Evlerin bazılarının kapılarının iki  yanında  pencere var. Herhalde kapıyı açmadan önce geleni görmek amaçlanıyordu.
Tirilye zeytinleri ve zeytin işlemeciliği ile ünlü olduğundan çok sayıda zeytin işleme yerleri ve yağhaneler yer alıyor. Tarihi bir işliğin önünde gelin ve damat poz veriyordu. Kendi fotoğrafçılarına poz verirken, birden karşısında kendilerine yöneltilmiş objektifleri görünce önce şaşırdılar sonra gülümseyerek  poz verdiler.
İlk ziyaret ettiğimiz yer Tirilye Fatih Cami. Aya Todori Kilisesi 1560 yılında yapılmış, sonradan Fatih Cami’si olarak çevrilmiş. Kilisenin girişinde Bizans sütun başlıkları ve  19 metre yüksekliğinde bir kubbesi bulunmaktadır. 
Caminin bitişiğinde Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılan bir hamam yer alıyor.

Caminin avlusundaki tarihi çeşmenin üzerindeki teknolojik ürünler pek bir garip duruyordu. 

Yönümüzü belirlemeden Tirilye’nin ara sokaklarına daldık. Yine evlere bakarak ilerliyorduk, Tirilye küçük bir yer asıl görmek istediğimiz tarihi binalar karşımıza çıkacak diye düşünüyorduk.
Yine de yol sormamız gerekiyor derken, karşımıza sevimli bir hediyelik eşya satan bir dükkan çıktı. Tesadüfen kapının önünde duran dükkan sahibine görmek istediğimiz yerleri söyleyip hangi yöne gitmeliyiz diye sorduk. Dükkan sahibi kendince çok güzel bir harita  hazırlamış. Dükkanın dışına görünen bir yere Tirilye rehberi çizmiş. Aşağıda bu resmi paylaşıyorum. Çok orijinal  bir harita.

Artık rotamızı biliyorduk aynı sokakta devam ettik. Karşımıza kocaman, tarihi bir bina çıktı.

Taş Mektep

Taş Mektep Tirilye’nin en görkemli binası. Sultan Abdülmecit döneminde Tanzimat Fermanı ile başlayan batılılaşma sürecinde modern okul inşa edilmesi amacı ile yapılan okullardan biri. Yapımına 1904 yılında başlanmış, 1909 yılında tamamlanmış. Kıbrıs Eski Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makorios’un da bu okuldan mezun olduğu söylenmektedir.  Kurtuluş Savaşı sonrası Rumların Tirilye’den ayrılması sonrası okul öksüz ve yetim öğrenciler için ‘Darü’l Eytam’ olarak açılmış.1925 yılında yatılı bölge okulu olmuş. 1957 yılında ise Tirilye Orta Okulu burada açılmış ve okul 1989 yılına kadar bu binada eğitime devam etmiş. Böylesine bir binanın boşaltılıp, kullanılmayarak yıkılmaya terk edildiğini görmek çok üzücü. Binanın önünde bir levhada okul hakkında detaylı bilgi var ancak niye boşaltıldığı ve ne yapılması düşünüldüğü konusunda bir bilgimiz yok. Bazı kaynaklarda binanın Uludağ Üniversitesi’ne devredildiği yazılmakta.

Aynı sokakta yine zamanında güzel üç katlı bir binanın penceresine Perili Ev olduğunu belirten yazı asılmış. Açıklaması da yapılmış.

Dündar Evi

Günümüzde Dündar Evi diye bilinen bina aslında Aziz Yuhanna Kilisesi, Rumlar dönemindeki kilise, Rum nüfus bölgeden ayrılınca özel mülk olmuş ve konut olarak kullanılmıştır. Böyle tarihi binanın nasıl özel mülk olabileceğini anlayamıyorum. Bina üç katlı, kemerli bir kapısı, ikinci katta büyük dikdörtgen pencereleri var. Üçüncü kat pencerelerinin üstleri kemerli. Bizim  bulunduğumuz dönemde evde yaşayan görünmüyordu. 

Kemerli Kilise, asıl ismi Panagia Pontobasillissa, duvarlarına tarihte ilk resim yapılan kilise diye biliniyor. daha fazla bilgi
 

Halkımızın tarihi eserlere verdiği değere örnek olarak: civarda oturanlar nedense çamaşır kurutmak için en uygun yer olarak  bu tarihi kilisenin duvarlarını bulmuş. Koltuğunu yıkadığı halısını buralara koymuş.

Yine tarihi çeşmenin yanındaki binanın estetik görüntüsü, üç katlı binanın sahibi evin içinde süpürgesini koyacak bir köşe bulamamış nedense. çeşmenin önünde saksılar, süpürgeler yer bulmuş.

Tirilye’yi sokak sokak gezip tarihi evleri, kiliseleri, camiyi gezdikten sonra tepeden masmavi Marmara Denizi’ni, Tirilyeyi seyredip, asırlık çınar ağaçları, çam ağaçları altında çayınızı kahvenizi içip gözleme yemek isterseniz Çamlı Kahve son durak oluyor. 
Yüksek, çevreye hakim bir tepe üzerinde manzaranın ve hafif esintinin eşliğinde dinlenme keyfi bizi bekliyor. Kahve pazar gününe ve güzel havaya bağlı kalabalığa sahip. Servis çok amatörce genç çocuklar koşturuyor ancak bir bardak çay için çok uzun süre bekleyebilirsiniz. İçeride köylü kadınlar gözleme yapıyor ancak siparişlere yetişemiyorlar. Yine de çaya, kahveye, gözlemeye takılmadan Marmara Denizi’nin turkuaz mavisi gözümüzü, gönlümüzü şenlendirdi.

Son Söz

Tirilye güzel, şirin bir belde. Halkı aydınlık ve güleryüzlü, sakin mutlu. Hafta sonu günübirlik veya bir gece kalmak üzere gidilebilecek tatil yeri. Mudanya’ya çok yakın ve aradaki yol virajlı olmakla beraber deniz kenarından yeşil ve mavi el ele güzel bir manzara içinde yolculuk yapıyorsunuz.

Yorumunuzu Buraya Yazabilirsiniz

Yorumunuzu Giiniz
Please enter your name here