Dünyanın en iyi destinasyonları arasında sayılan, Filipinler El Nido, Palawan Adası’nın (eyaletinin) kuzeybatısında yer alıyor. Küçük bir balıkçı kasabası olan El Nido ilk görüşte etkileyici gelmeyebilir, ama tanıdıkça ayrılmak istemeyeceksiniz. Aslında El Nido’nun önemi, çevresindeki ada ve bölgelerde denizi kesen kireçtaşı kayalıklarının arasında karstik oluşumlar sonucunda gizlenmiş, doğanın mucizesi muhteşem lagoon, mağara ve plajlardan geliyor. Filmi de çekilen “The Beach” kitabının yazarı Alex Garland’ın kitabını ‘Secret Beach’ten esinlenerek El Nido’da yazdığı söyleniyor.

Coron Adasi’ndan El Nido’ya ulaşımda hızlı gemiyi tercih ettik (Süre 3,5 saat, ücret şehir vergisi ile 1700 Peso, 35 dolar). Zaman sorununuz yoksa normal gemi ile ulaşım 7 saat sürüyor. İki gemi fiyatı arasında yaklaşık olarak 10 dolar fiyat farkı var.

Diğer bir yol Puerto Princesa’daki havaalanına gelip, El Nido’ya karayolundan ulaşılabilir. Bu durumda en az 7-8 saatlik otobüs/minivan yolculuğunu göze almak gerekiyor. Yok bu kadar zahmete giremem derseniz; El Nido’daki havaalanına küçük uçaklar uçuyor, önceden rezervasyon yaptırıp, daha yüksek bir ücretle uçmak da seçenekler arasında.

Önce video ile gezmek isterseniz.

El Nido’da küçük limana gemimiz demirledi. Günlük tur teknelerinin de  hareket ettiği, doğal, tam bir balıkçı iskelesi. Otelimiz de bu limana üç dakika yürüme mesafesinde.

Filipinler’de bir adadan diğerine ulaşımda sorun olabileceğini düşünerek konaklama ve yol biletlerimizi önceden almayıp esnek bir program uyguladık. Konaklamada El Nido’ya kadar bir sorun yaşamadık. Çok talep edilen bir destinasyon olması ve otel sayısının sınırlılığı nedeniyle uygun konaklama yerleri tükenmişti. Mevcut koşullarda bulduğumuz en uygun otel olan Jhanna’s Inn’e rezervasyon yaptırdık. Bugüne kadar kaldığımız oteller içinde en çok para verip imkanları en az olan otel oldu. (Tabii henüz Boracay’ı görmediğimden böyle konuşuyorum!) Örneğin otel içinde oturacak bir salon yoktu. Yapacak bir şey yoktu; Filipinlilerin mottosu “relax relax” ruh haline bürünüp, otelin eksilerini avantaja dönüştürdük, odamızı sadece uyku saatinde kullandık. Bir aile işletmesi olan bu otel önünden teknelerin hareket ettiği merkezi bir konuma sahipti. Oteldeki zamanımızda sandalyelerimizi kapının önüne atıp, kahve eşliğinde güzel deniz manzarasını seyre daldık. Aslında El Nido merkezden uzakta çok sayıda ve daha konforlu otel bulmak mümkün. Bizim tercihimiz merkezde kalmaktı. Sözün özü; El Nido ve Boracay’da otel rezervasyonlarının çok önceden yapılmasında fayda var.

El Nido’da yapılacak en önemli faaliyet tekne turlarına katılmak. Turlar bölgelere göre A, B, C ve D diye sınıflandırılmış. Tekne turlarımızı ve Puerto Princesa’ya ulaşım ile “Underground River” turumuzu (4200 Peso) otelimizden aldık. En çok talep edilen A ve C turlarını seçtik. Bir turun fiyatı 1200 Peso.

İlk gün Miniloc Adası çevresine düzenlenen A turuna katıldık. Çok farklı ülkelerden turistlerin bulunduğu Birleşmiş Milletler’in prototipi 18 kişilik tekneye hemen otelimizin önünden bindik.

A turunda önce “Small Lagoon”a gidiliyor. Mağara ağzı gibi boşluktan geçilerek ulaşılan, müthiş manzaraya ve masmavi, sakin bir suya sahip bu lagoonda kano ile dolaşmak çok heyecanlı ve keyifli.

İnternetten alınmıştır.

Tabii yüzerek gitmek de mümkün, tercih sizin. Biz 40 dakikalık sürede 3 kişi toplam 500 Pesoya kano kiraladık.

Sırada “Secret Lagoon” var. Küçük, sadece bir kişinin geçebileceği büyüklükte girişi olan bu Lagoon’ da önce çıkış yapanlar beklenip bir düzen içinde tek tek giriş yapılıyor. Saklandığı yüksek kayalıkların arasındaki bu küçük göl ve manzarası güzeldi ancak denize bağlantısı küçük ve havuz gibi olduğundan suyu bulanıklaşmıştı.

İnternetten alınmıştır.

“Shimizu Island” da yemek molası veriliyor. Filipinlerde tekne turlarında verilen yemeklere ayrı bir sayfa açmak gerekiyor. Balık, tavuk, midye, kalamar ızgara, pilav, noodle, salata, bilumum tropikal meyveler ve daha fazlası… Yemek sunumu da gayet şık; plaja konulan masanın üzerinde açık büfe hazırlanıyor. Burada yediğim fakat adını anımsayamadığım balığın tadı hala damağımda…

“Big Lagoon” da tekne ile karşılıklı kireçtaşı kayalıklarının oluşturduğu dar boğazdan geniş bir göle ulaşılıyor. Deniz turkuaz renginde ve çok berrak.

Son durağımız “Seven Commandos Beach”, adını II. Dünya Savaşının sona erdiğinden habersiz olarak yıllarca burada yaşayan 7 Japon askerinden almış. Hindistan cevizlerinin sıralandığı bu uzun beyaz kumsalda verilen serbest zamanda yüzebilir, güneşlenebilir, yürüyüş yapabilir, kulübe barlarda oturabilirsiniz.

Denizin çok dalgalı olmasından dolayı iptal edilen, “Hidden Beach” ile “Helicopter Island”ın olduğu en popüler C turunu gerçekleştiremedik. Ne kaçırdığımızı görmek isterseniz!

Sabah turun gerçekleşemeyeceğini öğrenince diğer turlardan birine katılmak istiyoruz, maalesef boş yer yok.

Biz de kendimizi El Nido ve sokaklarına vuruyoruz. El Nido’nun merkezinde sahil, kesintisiz yürüyüş yapmak ve denize girmek için elverişli değil. Denizin hemen yanında yeme-içme mekanları sıralanmış. Akşam bu mekanlarda kumların üzerine yerleştirilmiş masalarda gel-git olayını bizzat yaşayarak (terliklerinizi denize kaptırarak) yemek yediğimiz anın tekrarı yok.

Küçük kasabanın iki ana caddesi var. Alışveriş ve yeme içme mekanları bu iki ana cadde ve çevresindeki sokaklarda yoğunlaşmış. Adım başı karşınıza inci seti satan Filipinliler çıkıyor. İlgi duyanlar pazarlık yaparak buradan çok uygun fiyata inci alabilirler.

Serena Caddesini kesen diğer ana cadde üzerinde masaj merkezleri bulunuyor, fiyatlar çok uygun hemen akşam planımıza dahil ediyoruz.

Gayet doğal ve yeşil olan kasabada yürürken her an karşınıza çıkan değişik evler, bitkiler.

El Nido’da öğleden sonraki zamanımızı Las Cabanas Plajı’nda geçiriyoruz. Merkezden 20 dakika uzaklıktaki bu plaja gitmek için 150 Pesoya tricyle tutuyoruz. Özellikle “Backpacker” turistlerin konakladığı Corong Corong bölgesi de bu yol üzerinde bulunuyor. Las Cabanas’da gün batımı harika.

Gelelim boğazlar sorununa, öncelikle iki yerel lezzeti tanıtmak istiyorum: Buz, süt, haşlanmış tatlı patates, fasulye ve çeşitli meyvelerin karışımından oluşan dondurmaya benzer Filipinler’e özel halo-halo tatlısı. Arayacağım bir lezzet değil ama mutlaka denenmeli. 

Sisig (kavurma), Filipinlilerin yaygın bir yemeği, bizim damak zevkimize uyan “crocodile sisig”i değişik lezzet arayanlar için öneririm. El Nido’da pizzadan, deniz ürünlerine turistlere hitap edecek bir çok alternatif var. İşte bunlardan biri. Gelato cafede lezzetli krep.

 

Biz Seaside Rosto Bar ile Art Cafe’de deniz ürünlerini tercih ettik. Özellikle Art Cafe hoş, modern bir mekan. Canlı müzik de yapılıyor. İnternetin biraz sorunlu olduğu adada internet bağlantısının en iyi olduğu mekan olarak gösteriliyor ki biz de Boracay biletlerimizi ancak, bu mekanda almayı başarabildik.

Evet El Nido’da başka neler yapılabilir derseniz;
• Nacpan plajı görülebilir.
• Nagkalit –Kalit Şelalerine yürünüp, El Nido kuşbakışı seyredilebilir.
• Dilumaced Sualtı Tüneli gibi bir çok noktada su altı dalışları yapılabilir.
• Destacado Reef’de köpekbalıkları ile dalınabilir.

El Nido’da yapılacak çok aktivite var. Biz üç gece kaldık, yapamadıklarımızda aklımız kaldı, El Nido’da 5 gün geçirmemizin daha uygun olabileceğini düşündük.

El Nido Filipinler’in en gözde destinasyonlarından biri olmasına ve çok turist çekmesine rağmen, doğa güzelliği bozulmamış. En önemlisi de gelir düzeyinin düşük olmasına rağmen, halkın yabancı turistleri kazıklama zihniyeti gelişmemiş. Her sabah çok sayıda tekne denize çıkıyor, adım başı tur acentası var. Fiyatlar aşağı yukarı aynı. Halk düzenli bir şekilde işini yapıp parasını kazanmaya çalışıyor. Fırsatçı bir zihniyet olmadığını hissediyorsunuz. Bu kasabanın her açıdan doğallığını sürdürebilmesini diliyorum.

 

 

 

 

 



                       

                                                               

 

 

 

 

 

6 COMMENTS

  1. İlginiz ve yorumlarınız için teşekkürler Mustafa bey Mustafa bey aslında süre kısıtlı değildi. Filipinler'e 15 gün ayırdık, El Nido küçük bir balıkçı kasabası, oraya 3 gece ayırdık ama o kadar çok turlar ve gezilecek yerler var ki, bir veya iki gün daha kalıp tüm turları alsaydık diye düşündük.

  2. Çok sınırlı bir zaman diliminde gezilen
    bir yerin bu kadar güzel anlatılmasını
    alkışlıyorum.
    Ayşe hanıma ve bu bloğun oluşmasını
    Sağlayan Tülay hanıma teşekkür ediyorum.

Yorumunuzu Buraya Yazabilirsiniz

Yorumunuzu Giiniz
Please enter your name here